22 Mart 2012 Perşembe

Hayaletin ağzımıza sıçtığı mektup!


Biz çok normal adamlar değiliz. Sizinde çok normal olduğunuz söylenemez.
 Dünya da herkes anormal sanki. Belki de hepimiz normaliz. Yanlış zamanda, yanlış yerde. 
Ya kusura bakma, insan kalemi eline alınca,değişik şeyler yazmak istiyor. Ben pek anlamam bu işlerden. Sana o kadar çok mektup yazmak istedim ki, bir yerden sonra yırttım. 
Bu sefer üşeniyorum, herhalde sana gönderemeyeceğim için. Daha doğrusu bira içerek yazdığım için utandım herhalde. Kim bilir orada hava nasıl, kim bilir neleri özledin. 
Biraz salakça olacak ama burası çok boktan. Sanki herkes katil. Ya da herkes yalnız. 
Oradan çok farkımız yok. Aslında var,biz daha geniş alanlarda yürüyüp, daha fazla görüşme hakkına sahibiz. En büyük fark bu herhalde. Beni burada ayakta tutan, dostlarım. 
Seni de umarım bir şeyler ayakta tutuyordur. Ama eminim, benden daha fazla sevenin var. 
Ben mücadele etmeyi senin kadar bilmiyorum. Biz mücadele edenlerin peşindeyiz. Ben senden hoşlandım, ben çok iyi vakit geçirdim seninle, çok güzelsin. Sana hislerimi nedense en kötü cümlelerle anlatıyorum hep ya. Ya gerçekten sevmeyi bilmiyorum ben, ya da ne bileyim, tuhaf oluyorum. Dışarı çıktığında bu mektubu sana vermek isterim ama biliyorum utanacağım ve veremeyeceğim. 
Olsun, sana yazmasaydım içimde kalırdı. Sen içeride ben dışarıda. Siz içeride biz dışarıda.
Ya öyle işte..Yine yazamadım...


27 Şubat 2012 Pazartesi

Merhaba zavallılığımın nirvanaya ulaştığı dönemm
Veya "Yalnızım dostlarım yalnızım yalnızz"
Şu Bloğu açalı aylar oldu adam bi b.k yazmadığımı fark ettim..
Hadi dedim kızım Amy konuştur kalemini
en azından buna yakın bir şey söyledim..
Kitap okumak hergün yaptığım rutin bir aktivitedir. En kötü tarafı kitabın kalmadığında eline geçeni okuma durumudur. Evden, arkadaşlardan, ondan, bundan derken nasıl oluyorsa gelmiş geçmiş ne kadar aşk kitabı varsa hepsini okudum. Ayyyyyyy bende istiyoruuumm diye triplere de girdim evet. En son ki durum malum pijamalarla evde oturup,kitap okuyarak "beyaz atlı prens" bekleme evresi biri de çıkıp demiyor ki arkadaşım nahh bulursun böylee.. Başladık bi kere. Ve geldik şuanki son evreme bu böyle olmayacak dedim büyük değişikliklere gittim(!) Okuduğum kitap türünü değiştirdim -bi yerden başlamak lazım- tarihi romanlar okumaya başladım Selçuklularla ilgili ne kadar kitap varsa okudum sanırım hatta o kadar çok okudum ki içimdeki komünist'in, hippi'nin ve hatta Lennon ruhunu bir kısmı öldü, Turan diye nutuklar atmaya başlayacağım. Bu kadarla kalsa iyi arkadaşım ben Alpaslanın yaptığı savaşları okumak istiyorum niye illa Alpaslan-Selcan aşkını gözüme sokuyorsunuz ki.. Aylardır görmediğim hatta tanımadığım bi adamdan bahsediyorum ben hala ısrarla yeni birileri lazım diye çırpınıyorum iştee. O değil de adam resmen kayboldu. Fısıltıyı okuyan bilir Patch'in yerli şubesini bulmuştum oysa ki işte budur demiştimm. Siyah tişörtüyle gözleri aynı renk,keçi sakallı,sol kolunun dirseğinde ahtapot dövmesi olan her tarafından coolluk akan, paçoz halimle bile ilgilenen ilik gibi bir adam bulmuştum-kas mevzusuna bilerek ve isteyerek girmedim,elim varmadı- bu sefer oldu demiştim, elbette nahh oldu. Adam bir an da resssmenn kayboldu. Salakk kadınn bekle şimdi. Beklediğim insan portresinin yerine koydum aslında onu. Yeni biri lazım bana, aşk lazım. Yıllardır deneyerek arayanlardandım doğru adamı son ilişkiden sonra dedim kızım bekle biraz o gelsin sana iki şekilde de bişi olmadı tabii sepetlerin efendisi oldum çıktım.


Ana fikir aramayın,beklemeyin yaz dedi içimdeki kadınlardan biri yazdım, arada başka biri devreye girince bir b.ka benzemedi.
I'm Every Woman,
It's all in me
Bütün mesele..

2 Kasım 2011 Çarşamba

Led Zeppelin denince akla gelen ilk parça değil midir Stairway to Heaven..


bir kadın var tüm parıltıların altın olduğuna inanan
ve bir merdiven satın alıyor cennete
ve vardığı zaman oraya biliyor ki
bir kelimeyle elde edecek orada bulunma amacını
ve bir merdiven satın alıyor cennete


bir işaret var duvarda
yine de emin olmak istiyor
çünkü bilirsiniz bazen iki anlamı vardır kelimelerin
orda, dere kenarındaki ağaçta
bir kuş var şöyle diyor şarkısında
'bazen kuşkuyla dolar tüm düşüncelerimiz'


ah meraklandırıyor beni


öyle bir hisse kapılıyorum ki batıya baktığımda
sanki ruhum haykırıyor uzaklaşmak için
rüyalarımda duman halkaları görüyorum
ağaçların arasından yükselen
ve durup bunu seyredenlerin seslerini duyuyorum
ah bu beni meraklandırıyor
bu beni gerçekten meraklandırıyor


eğer hepimiz katılırsak ezgiye
gerçeğe götüreceği fısıldanıyor kavalcının
ve yeni bir gün doğacak bekleyenler için
orman kahkahalarla çınlayacak


eğer bir patırtı varsa bahçenizde
telaşlanmayın
mayıs kraliçesinin bahar temizliğidir
evet iki yol var gidebileceğiniz
ama uzun vadede
hala vakit var değiştirmek için yolunuzu


kafanız zonklar durur, nerden bileceksiniz
ezgiye katılmaya çağırıyor kavalcı
sevgili bayan duyuyor musunuz esen yeli?
ve biliyor musunuz ki
rüzgarın fısıltılarındadır aradığınız merdiven


estiğimizde yoldan aşağı doğru
gölgelerimiz ruhlarımızdan daha uzun
bir kadın yürüyor hepimizin tanıdığı
beyazlar içinde parlayan ve herkese göstermek isteyen
herşeyin nasıl altına dönüştüğünü
ve dikkatli dinlerseniz eğer size de ulaşacaktır ezgi
hepimiz bir ve birimiz hepimiz olduğunda
bir kaya gibi sağlam olup yuvarlanmadığımızda


ve bir merdiven satın alıyor cennete...